Power Tech Girls- Beyza Celep👩‍💻❤

The Coderverse olarak büyük bir heyecanla hazırlandığımız ve sizlere duyurmak istediğimiz bir programa 13 Temmuz Perşembe akşamı tibariyle başlamıştık. Bu programda amacımız, IT sektöründeki güçlü kadınların seslerini duyurmak ve onları daha yakından tanıyabilmek üzerine olacak. Teknoloji dünyasında başarılarıyla ilham veren birçok özel kadın bulunuyor ve hepsinin hikayeleri ise birbirinden farklı ve değerli. The Coderverse olarak biz, bu hikayeleri Power Tech Girls programımızda paylaşacağız. Bu vesileyle birbirimizin hikayelerini öğrenecek, bağlantılar kuracak ve gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya çalışacağız. Kim bilir belki de ileride birlikte güzel başarılara imza atma fırsatını da yakalayabiliriz. ❤

Bu heyecan dolu yolculukta bu haftaki konuğum, sevgili Beyza Celep. Kendisine davetimizi kabul ettiği için çok teşekkür ediyorum.

Programın akışını hatırlatacak olursak programımız 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümüzde Beyza’Yı tanımak için bir takım sorular yönelttik ve bu bölümde Beyza’yı daha yakından tanımaya çalıştık. İkinci bölümde Beyza’nın ilgi alanları ile ilgili bir takım sorular hazırladık. Teması “Sence Hangisi?”, Beyza bu sorular karşısında tercihlerini bizlere iletti ve nedenlerini de açıkladı. Üçüncü bölümümüz de “Sen olsan ne yapardın?” bölümüydü. Orda da gerçek hayattan bir hikayemiz bulunuyordu, bu hikayedeki kişi sen olsan sen ne yapardın? onu öğrenmek istiyoruz dedik ve Beyza bizler için bu bölümde de kendisinin başına gelseydi nasıl bir aksiyon olacağını iletti. Üçüncü bölümümüzün sonunda Beyza’ya veda ettikten sonra bir de kapanış bölümümüz bulunuyordu. Her yayınımızın kapanışında matematik ve yazılım dünyasında değerli çalışmalar yapmış bir tarihi değeri tanıtmaya çalışacağız. Geçtiğimiz programda Grace Hooper’ı tanıtmıştık. Bu yayında ise tanıttığımız kişi, bilgisayar biliminin aydınlık yıldızlarından biri olan Anita Borg oldu.

Not : (Soru cevaplarının detaylarına, yayından ulaşabilirsiniz. 🙂 )

BİRİNCİ BÖLÜM

Beyza’ya Özel Sorular!

Tekrar Hoş Geldin Beyza! Bize biraz kendinden bahsedebilir misin? Beyza Celep kimdir? Hangi okullarda okudu? Şu anda neler yapıyor ?

B: Teşekkür ederim, hoş buldum ! 2019 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümünde yüksek lisans yapmaya başladım. Son sınıfta part-time developer çalışmaya başladığım bir yazılım firmasında 2 sene çalıştıktan sonra, Asseco’ya geçtim, şu an yaklaşık 1 yıldır Software Engineer olarak Microsoft Prag’da çalışıyorum. Genel olarak C#, .NET ve Angular teknolojileriyle uğraşıyorum.

Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği mezunusun ve İstanbul Teknik Üniversitesinde Mekatronik,Robotik ve Otomasyon Mühendisliğine de yüksek lisans yaptığını belirttin. Buradan her iki alanla ilgili de çalışma yapmak isteyen arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyelerin olur? Seni en zorlayan kısımlar nerelerdi?

B:-Benim tavsiyem ilerlemek istedikleri yönü dikkatli tespit etmek gerektiğiyle ilgili olur. Ben part-time developer olarak çalışırken, robotik ve otomasyon alanına ilgi duymaya başladım ; ancak bu alanda çalışan biriyle bilgi alışverişinde bulunmadım hiç. Bu yüzden farklı eğitimlere, etkinliklere katılmalarını ve gerçekçi bilgi alabilecekleri networkler edinmelerini öneririm. Beni en zorlayan kısım da bu oldu aslında. Bu kadar yoğun bir akademik program içinde developer olarak işime istediğim zamanı ve eforu ayıramadığımı fark ettim. Akademik tarafta master anlamında atmak istediğim adımlar kesinlikle var, hatta senden ilham alıyorum bu konuda ! Ama doktora çok ciddi bir zaman ve emek istediğinden biraz temkinli yaklaşıyorum diyebilirim.

Beyza, Microsoft maceran nasıl başladı? Mülakat deneyimi nasıldı? Microsoft’ta çalışmak isteyenlere nasıl bir hazırlanma süreci önerirsin?

B: Microsoft maceram aslında çok ani başladı. Asseco’da çalışırken terfimi aldıktan sonra, kişisel çalışmalarımı algoritmalar, sistem dizaynı gibi konulara kaydırmaya karar verdim. Leetcode çözüp sistem dizayn mülakatları izliyordum sürekli. Sonra bir gün kendimi Microsoft’un assesmentını çözerken buldum, farkında olmadan çağırmış oldum sanırım ! 🙂 Mülakat deneyimim zordu diyebilirim. HR mülakatları bir tarafa -ki onlara özellikle dikkat edip zaman ayırıyorlar- teknik mülakatlar en azından benim için uzun ve yorucuydu. Ama güzel yanı her aşamada hangi alanlardan sorumlu olacağımı paylaşmalarıydı. Bu bölümde OOP, bu bölümde algoritmalar gibi. Gerçekten böyle bir hedefi olanlara kesinlikle bir çalışma planı yapmalarını tavsiye ediyorum. Tek bir alana odaklanarak değil, gün içinde farklı konulara, araçlara ve sorulara maruz kalarak ilerlemeliler bence ve mutlaka sesli olarak ne yaptıklarını anlatarak çözsünler soruları (mülakatlarda da konuşarak, anlatarak çözüm yapılmasını bekliyorlar çünkü). Bunun yanında sabırlı olmalarını ve takım çalışması, iletişim yetenekleri gibi sosyal taraflarıyla ilgili de mutlaka mülakat provaları yapmalarını tavsiye ederim.

Microsoft çalışanı olarak bir günün nasıl geçiyor, bizlere özetleyebilir misin?

B: u anda remote çalışmayı tercih ediyorum. Güne 8 gibi başlıyorum, yaklaşık 1 saat boyunca ekrana hiç bakmayıp sadece bir şeyler okuyorum. 9 gibi kahvaltı edip, maillerime bakarak mesaiye ısınmaya başlıyorum. Genelde o sprint için üzerimdeki tasklar belli oluyor o yüzden direkt kod yazmaya geçiyorum -ki en keyif aldığım kısım kesinlikle bu. Cuma dışında gün içinde teknik veya teknik olmayan çeşitli toplantılarımız oluyor, biraz mola vermiş oluyorum kod yazma kısmına. Akşam üzeri daily standuptan sonraki zamanımı genelde code review ya da refactoring için ayırıyorum. Maalesef net bir bitiş saatim yok 🙂 Bazen 6 bazen 7 gibi son kontrolleri yapıp (prlar, pipelinelar, mailler etc.) günü bitiriyorum.

İngilizce hepimizin önem vermesi ve üzerine gitmesi gereken bir konu. Bir yazılımcı sence ingilizceye ne derece hakim olmalı? İngilizcenin iyi olmasının Microsoft’taki iş deneyiminde sana katkısı neler oldu?

B:Sanıyorum hepimiz kullandığımız idelerden, okuduğumuz bloglara kadar İngilizce’ye maruz kalıyoruz yazılımcılar olarak ve bu çoğu zaman işimizi halletmek için yeterli oluyor. Bence önemli olan kişisel hedefler. Daha global firmalarda, ekiplerde ve communitylerde yer almak isteyen, içerik üretmek isteyen yazılımcılar için İngilizce hayati önem taşıyor tabi. Ama işin daha teknik, daha local tarafında olmayı seçenler için temel seviyede okuma&yazma yetenekleri yeterli olur diye düşünüyorum. Bana Microsoft’taki katkısı iş anlamında en başta mülakatlarda sohbet edip üstümdeki gerginliği atmama yardımcı olmasıyla ve tabiki interaktif olarak kod yazmam gerektiği için kendimi net ifade edebilmemle başladı ama en önemlisi çok beslendiğim bir network oluşturmamı sağladı. Belki saatlerce zaman ayırıp öğrenebileceğim şeyleri iyi İngilizce konuşup anlayabildiğim için çok daha hızlı öğrenip ilerleyebiliyorum.

Peki Beyza, şu anda hangi teknolojilerle yoğun olarak çalışıyorsun?Şuanda çalıştığın teknolojilerin dışında kendini geliştirmek istediğin farklı teknolojiler de var mı ?

B:Şu anda C# .Net ve React üzerinde çalışıyorum en çok. Bunların dışında Devnot’ta Burak abinin sunumunu izledikten sonra Rust üzerinde çalışmaya başladım biraz. Bunun dışında, teknoloji olarak değil ama Mikroservisler ve DDD en çok zaman ayırdığım konseptler.

Microsoft’ta full remote çalışıyorsun diye biliyorum. Sana göre remote çalışmanın avantajları ve dezavantajları neler? Ofis ortamını özlüyor musun 🙂 ?

B: Geçen sene özlüyordum ama kendi rutinlerimi oluşturdum artık, hiç özlemiyorum açıkcası 🙂 Tabiki ofis de çok keyifli oluyor ama ben plan program yapıp günümü bölmeyi seviyorum ve daha verimli oluyorum. Çoğu işi dikkatim dağılmadan daha kısa zamanda tamamlayabiliyorum mesela. Ofiste sosyalleşme ve molalar çok daha fazla olduğu için bu kadar konsantre çalışamıyorum. Birde yolda harcayacağım zamanı hareket ederek geçirince çok daha iyi hissediyorum. Dezavantajı mesai saatlerini farkında olmadan uzatmak olabilir kesinlikle. Ya da takım içinde sürekli iletişim yoksa kopukluklar yaşanıyor, bireysel olarak daha asosyal bir hale gelebiliyor insan.

IT sektöründeki kariyerini geliştirmek ve ilerletmek için nasıl bir öğrenme ve gelişim stratejisi izliyorsun? Beyza bundan sonrası için neler hayal ediyor?

B:Hep sprint mantığıyla ilerliyorum 🙂 Genelde 3–4 haftalık planlar oluşturuyorum kendime. Sen de bu hissi bilirsin bence kısa zamanda bile bazen çok uzak kaldığımızı, bir şeyleri kaçırdığımızı hissetmemiz mümkün. Bu yüzden oraya düşmemek için elimden geleni yapıyorum. Network benim için çok önemli, kurumsal dışındaki buluşmalara, blog yazılarına, power tech talks gibi içeriklere çok zaman ayırıyorum çünkü beklentiler, zorluklar ya da atılması gereken adımların taslağı böyle yerleden çıkıyor bence en çok. Motive de oluyorum, ortak endişelerimiz olduğunu görmek biraz daha rahatlamamı sağlıyor. Bundan sonrası için ilk hedefim aslında bir terfi daha almak ve leading & management kısımlarında tecrübe kazanmaya başlamak.
Okuyan ve yeni mezun arkadaşlarımızın en çok zorlandığı kısımlar staj yeri bulma ve ilk iş deneyiminde nereden başlayacağını bilememe durumu biliyorsun ki. IT sektörüne girmek isteyen yeni mezun birine senin tavsiyelerin olur? Senin yaşadığın zorluklar nelerdi ? Burdan arkadaşlarımıza neler söylemek istersin?

Okuyan ve yeni mezun arkadaşlarımızın en çok zorlandığı kısımlar staj yeri bulma ve ilk iş deneyiminde nereden başlayacağını bilememe durumu biliyorsun ki. IT sektörüne girmek isteyen yeni mezun birine senin tavsiyelerin olur? Senin yaşadığın zorluklar nelerdi ? Burdan arkadaşlarımıza neler söylemek istersin?

B:Öncelikle bu yoldan geçmiş, kendini mental olarak çok yormuş biri olarak kendilerine sert bir kabuk oluşturmalarını içtenlikle tavsiye ediyorum. Bu süreç normal ve geçecek o yüzden umutsuzluğa kapılmasınlar. Benim ilk yıllarımda ekonomiden ve sektörün durumundan dolayı işimiz daha kolaydı, bu bile başlı başına bir faktör. Bunun dışında, ne istedikleri konusunda net olsunlar, sonradan fikirleri değişse de o yola girince şerit değiştirmek daha kolay bence bizim sektörde. Okusunlar, izlesinler, araştırsınlar hatta bence düşündükleri alandaki içerik üreticilerinin günlük vloglarına dahi baksınlar ! Daha sonra bu alandaki insanlarla bağlantı kursunlar, çok başvursunlar çekinmesinler. Benim yaşadığım en büyük zorluk ilk zamanlarda tek seçeneğim varmış gibi düşünmem ve kendime yeterince güvenmememdi. Her şeyi bilmem gerekiyor, tüm taskları eksiksiz ve hızlı yapmam gerekiyor, herkes normalde bu şekilde çalışıyor ben çok gerideyim gibi düşünüyordum. Bu da hem beni strese soktu, hem de daha iyi fırsatları kaçırmama neden oldu belki de. Evet çalışmak, belirli konuları bilmek tabiki çok önemli ; ama daha da önemlisi kendine güvenmek ve bunu karşı tarafa hissettirmek diye düşünüyorum.

Tüm katılımcılarımıza soracağımız soru seti

Bu mesleği yapmasaydın ne yapardın?

B:Kesinlikle öğretmen olurdum.

Seni en kızdıran şey nedir ?

B: Her türlü saygısızlığa çok kızarım.

1 sene boyunca seçeceğin 3 filmi izlesen ve bu filmler dışında herhangi bir film izleme hakkın olmasa bunlar hangi filmler olurdu?

B: Çok klişe olacak ama Before Sunset, Inception ve A Beautiful Mind.

2 teknik, 2 de teknik olmayan kitap önerebilir misin?
B:
Teknik olarak : Domain Driven Design by Vlad Khononov ve Clean Architecture by Uncle Bob 
Teknik olmayan için bir modern bir klasik olsun : Milan Kundera Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ve Dostoyevski Ezilenler.

Kadınlar ile ilgili gerek yazılım, gerek yazılım dışında takip ettiğin topluluk var mı ? Varsa hangileri ?

B:Sisterslab,girlswhocode ve coderverse.

İKİNCİ BÖLÜM

MacOS mi Windows mu ?

B: MacOS

“Akademi hayatı mı daha zor?” yoksa “Profesyonel iş hayatı mı?”

B: Bence profesyonel iş hayatı.

Net Core mu yoksa .Net Framework mü?

B:.Net Framework

Hangi kütüphaney daha çok seviyorsun ASP.Net Core Identity mi yoksa SignalR mı?

B:Ben SignalR’ı daha çok sevmiştim.

.NET ‘de Web Api geliştirmek mi yoksa masaüstü uygulaması geliştirmek mi

B:Kesinlikle Web Api geliştirmek benim için 🙂

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Evet, bu bölümümüzde “ismini vermek istemeyen” izleyicimizin bizlerle paylaşmış olduğu gerçek hayatta yaşanmış bir hikayeyi paylaşacağız. Bu olay eğer senin başına gelseydi sen ne yapardın ? şeklinde sana soracağız. Sonrasında da gerçek hayatta nasıl çözümlenmiş olduğunu paylaşıp senin çözümünle bunu karşılaştıracağız.O halde hikayemizi anlatmaya başlayalım!

Hikayemiz

Yıllar önce bir yazılım geliştirme projesi üzerinde çalışan bir ekip vardı. Bu projenin amacı, bir işletmenin müşteri bilgilerini yönetmesine yardımcı olacak bir CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) yazılımı geliştirmekti. Ekip, projeyi birçok heyecanlı özellikle donatmak istiyordu.

Ancak, projenin ilerledikçe, müşterilerin gerçekten ihtiyaç duymadığı ve kullanmadığı bir dizi özellik eklenmeye başlandı. Bu gereksiz özelliklerin eklenmesi, projenin karmaşıklığını artırdı, süreci yavaşlattı ve sonuçta yazılımın kullanıcı dostu olmaktan uzaklaştırdı.

Eğer bu durum sizin başınıza gelseydi, bu gereksiz özelliklerin eklenmesini nasıl engellerdiniz ya da nasıl çözerdin?

Çözüm ( Seyircinin )

Proje ekibi, gereksiz özelliklerin eklenmesi ve yazılımın kullanıcı dostu olmaktan uzaklaşması konusunda farkındalık kazandı. Kullanıcıların ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmak için bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda, kullanıcılarla daha fazla iletişim kurmak için bir anket hazırlandı ve kullanıcıların beklentileri ve gerçek ihtiyaçları daha iyi anlaşılmaya başlandı.

Ayrıca, projenin gereksiz özelliklerle şişirilmesini önlemek ve daha fazla vurgu yapmak için Agile yazılım geliştirme prensipleri benimsendi. Bu, ekip üyelerinin daha sık geri bildirim almasını ve hızla önceliklendirilmiş özellikler üzerine odaklanmasını sağladı. Yazılımın beta sürümü kullanıcılara sunulduğunda, geri bildirimlerle kullanıcı dostu bir deneyim sağlamak için hızlı iyileştirmeler yapıldı.

Sonuç olarak, projenin gereksiz özelliklerle şişirilmesi önlenerek yazılım, kullanıcılarının gerçek ihtiyaçlarına daha uygun hale getirildi. Bu süreç, kullanıcı merkezli bir yaklaşım benimseyerek projenin başarısını artırdı.

KAPANIŞ

Her yayınımızın kapanışında matematik ve yazılım dünyasında değerli çalışmalar yapmış bir tarihi değeri tanıtmaya çalışıyoruz. Bugün sizlere tanıtacağımız kişi günümüzde Google’da yaptığımız bilgisayarlarımızın ya da akıllı telefonlarımızın başında keyfini sürdüğümüz internetin temellerini atan Radia Perlman!

Bir mühendis çiftin kızı olarak 18 Aralık 1951’de, Virginia’da dünyaya gelen Perlman, çocukluk yıllarını New Jersey’de geçirmiştir. Okul dönemi boyunca matematik ve sanatla yakından ilgilenmiş olan Perlman, programlama ile lise yıllarında tanışmıştır.

Lise döneminde ilk programlama dersi deneyimini bir röpörtajında şöyle anlatıyor: ”Bilgisayar programlama sınıfına girdiğimde, tüm öğrenciler 7 yaşındayken nasıl radyo yaptıklarından bahsediyorlardı. Amatör radyonun ne olduğunu bile bilmiyordum. Ayrıca “girdi” gibi korkutucu kelimeler kullanarak sorular soruyorlardı. Bunun ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu ve o kadar geride kalmışım ki asla yetişemeyecekmişim gibi geliyordu. O dersten hiçbir şey anlamamıştım.”

1969’da Dr. Perlman, MIT’de matematik alanında uzmanlaşmaya başladı. Yüksek lisansını tamamladığı 1976 yılına kadar üniversitedeki yöneticiliğini sürdürdü. MIT Yapay Zeka laboratuvarındaki Logo grubunda yarı zamanlı programcı olarak işe başladı. Bu, onun programlama öğrenmesini sağlayan ilk deneyimdi.

Kısa bir çalışma sürecinden sonra, Toddler’s Own Recursive Turtle Interpreter System / TORTIS adını verdiği bir proje geliştirdi. Bu proje ile, çocuklara öğretilebilir yapıya sahip bir programlama dili olan LISP’i oluşturmayı hedefliyordu. Bu projenin “sevimli” görülmesi durumunda, toplumdaki kadınların imajını olumsuz etkileyeceğini düşündüğü için projeye devam etmedi.

Dr. Perlman, yüksek lisans için bir tez yazmakta güçlük çekiyordu. Bu süreçte gelen tekifleri değerlendirerek, BBN Technologies’de işe başladı. BBN’de ağ ekipmanı için bir yazılım geliştiricisi olarak ağ protokolleri geliştirip tasarlayarak geçirdi.

1980’de Dr. Perlman, Digital Equipment Corporation’da çalışmaya başladı. DEC’deyken, DECnet için ağ protokolleri üzerinde çalışmakla görevlendirildi. Intermediate System to Intermediate System (IS-IS) olarak bilinen bir protokol tasarladı. 1980’de yazdığı DECnet ve IS-IS protokollerinin çoğu, bugün hala ağ protokolünün temelini oluşturur.

Perlman, internet için temel kurallar olarak bilinen güvenlik kurallarını kapsayan ağaç protokolünü yazdı. Ağaç protokolü, bilgisayarların bir ağda fazlalıklar veya döngüler oluşturmadan köprüler ve anahtarlar üzerinden iletişim kurmasını sağlar. Bu, ev ağı yönlendiricinizin yüksek bant genişlikli bilgileri hızlı ve verimli bir şekilde aktarmak için akıllı cihazlarınıza, bilgisayarlarınıza ve internete bağlanmasını sağlar.

Perlman, STP teknolojisini icat etmesiyle birlikte “İnternetin Annesi” olarak anılmaya başlanmıştır.

23 Ekim 1996’da Novell’de çalışırken ise, “Uygulamalar için tek parolayla kullanıcı doğrulaması” projesi için patent başvurusunda bulundu.

Dr. Perlman, ağ protokolleri ve yöntemleri için 100’den fazla patent topladı. Bunlardan 40’ını Sun Microsystems’deki görev süresi boyunca geliştirdi ve dosyaladı. Sun Microsystems’de geçirdiği sürenin sonunda “Seçkin Mühendis” olarak biliniyordu.

Seçkin bir mühendis olarak çalışırken güvenlik sorunlarını kapsayan ağaç protokolünü daha da geliştirdi.

2010 yılında Dr. Perlman, Intel Fellow olarak atanmıştır. Bu, Intel’de mevcut olan liderlik ve teknik uzmanlık bakımından en yüksek pozisyondur. Bu pozisyonda çalışıyorken, Intel Labs’ın ağ ve güvenlik sorumlusuydu. Yaklaşık 30 ağ ve güvenlik protokolü patenti başvurusunda bulunduktan sonra 2017 yılına kadar Intel Labs için çalıştı.

Dr. Perlman, lendi alanında öncü bir isim olarak, bilgiye olan tutkusunu ve sınırları zorlama azmini her daim sürdürmüş, ağ dünyasına değerli katkılarda bulunmuş ve tüm zorluklara rağmen başarının kapılarını açmıştır. Hikayesinin hepimize umut ve cesaret vermesini dilerim.

Dinlediğiniz ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim,

Bir sonraki yayında görüşmek üzere,

İyi akşamlar.

Kaynakça

Ekler

Introduction To Clean Architecture
Hello,celepbeyza.medium.com

Introduction to Clean Architecture
11 Şubat 2022 Cuma günü yapılan online buluşmada Beyza Celep’in konuşmacı olduğu “Introduction to Clean Architecture”…www.youtube.com

Yayın Linki :

🎉🖥️ Power Tech Girls-Beyza CELEP🎉🖥️
The Coderverse olarak moderatörlüğünü Kardel Rüveyda ÇETİN’in üstlendiği; IT sektöründeki güçlü kadınların seslerini…www.youtube.com

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir